Belediyedeki rüşvet çarkı anlatıldı

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, hakkında yurtdışına çıkış yasağı bulunan Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, İlker Aker, Hasan Uzun ile Suat Bayseçkin katıldı. Taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, geçen celse dinlenemeyen İlker Aker dinlendi. Aker, savunmasında belediye içerisindeki rüşvet çarkının mimar Hıdır Kaya üzerinden ilerlediğini iddia etti.

Emlakçılıktan sonra müteahhitlik yapmak istediğini ve böylelikle bu işe başladığını söyleyen Aker, rüşvet çarkını şöyle anlattı: “Ben 2015-2019 yılları arasında müteahhitlik yaptım. Bana ait İlker Aker ile Altınkaya inşaat şirketleri bünyesinde faaliyet gösterdim. Mimar Hıdır Kaya ile bir tanıdığım vasıtasıyla tanıştım. Kendisi projeleri çizen ve projelerin elinden geçtiği kişiydi. 2014’den bu yana kendisinin yanına giderim. Mütahhitler ruhsat alacakları zaman özellikle seçim zamanına denk getirirlerdi. Bu zamanlarda ruhsat almak kolay oluyordu. Zaten projeleri çizdiren de Hıdır Kaya idi. İlk inşaatımda ceza yedikten sonra bana rüşvet vermem konusunda mobbing yapıldı. O dönemde yolsuzluk yapan müteahhitlerin hepsi kendisi bilir zaten. Benim dairelerimde emsal örnekleri var. Bende Hıdır Kaya aracılığıyla rüşvet yedirerek, yapacağım inşaatların ruhsatlarında yapı denetim izni alıyordum. Çünkü kendisi projeyi çizdirdiği için bazı yerlerin üstünün kapatıp, öyle çizdirirdi. Bu projelerde bazı yerlerde eksik olur ve kabul görmeyecek proje olurdu. Ancak kendisi aracılığıyla rüşvet verdiğimiz için yapı denetimden izin alırdık. Kaya, aldığı rüşvetlerin bir kısmını da başkana veriyor, bir kısmını da cebine atıyordu. Verdiğim rüşvetlerin hiçbiri de kendi adına değildi. Kendisi araçları çok severdi bende bir keresinde rüşvet olarak İstanbul’dan Auidi A8 marka bir araç getirttim. Bunu da kendi bineceği için üstüne aldı. Hıdır Kaya, hiçbir zaman rüşvet aldığı kişilerle görüşmez araya üçüncü kişileri koyardı. Bu kişiler aracılığıyla da yapılacakları birbirlerine iletirlerdi. Hatta Kaya, yanına gelen stajyerlerden geleceği parlak olanları yetiştirir, belediyeye yerleştirirdi. Böylelikle belediye içerisinde sözü geçen kişi olur istediklerini yaptırırdı. Hıdır Kaya, bana 24 kat inşaat ruhsatı çıkardı. Yargılamaya konu 6286 adadaki inşaatta 7. kata gelindiğinde Hıdır Kaya bana “Ali Arslanlıoğlu 24 katlı bina için bu sefer de 400 bin lira istiyor” dedi. Ben de kabul etmedim. Binamı yıkmaya karar verdiler. Daire sahipleri benden paralarını istediler. Arsa sahipleri sözleşmelerimi iptal etti. 24 kat iznimi aniden 17 kata düşürdüler. Ben lüks araba rüşveti vermesem en fazla 15 ya da 16 kata izin verirlerdi.

Ben onların borcunu ödeyince kasam boşaldı, vizyonsuz bir adam haline geldim. Kendisinden alacağım olduğu için onu arayıp, istedim. Hatta yanına gittim ama kabul etmedi. Benim kendisine borcum olduğunu söyleyip, durdu. Ben kendisine rüşvet verdiğim halde hiçbir inşaatımın ruhsatını alamadım. Beni dolandırdı. Zaten her şeyimi kaybettiğim için benim kaybedecek hiçbir şeyim yok. Bu yüzden belediye içerisinde dönen bu rüşvet çarkını çökertmek için bildiğim her şeyi anlatacağım.’’ Daha sonra söz hakkı verilen Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, yaptığı inşaatların hiç birisinde usule aykırı bir durum olmadığını söyledi. Demirçalı, “Hepsi yapı denetim tarafından denetlenmiş ve onaylanmıştır. Önceki celsede İlker Bingöl beni tanımadığını söylemiş. Ben kendisinin buraya çağrılmasını istiyorum. Tanımadım dediği kişinin ofisine defalarca gelip, görüşen bir insan nasıl da tanımadığını söyler?” dedi.

Hasan Uzun da, 33 yıl belediyelerde İmar bölümünde çalıştığını belirterek, olaylarla ilgisinin olmadığını söyledi. Suçlamaları kabul etmeyen sanık Suat Bayseçkin ise, “Benim parsellerin üzerindeki ruhsatlarda imzam yoktur. Ben o dönem izinde hatta şehir dışındaydım. Ben izindeyken dönemin başkan yardımcısı tarafından imza atılmıştır. Benim olaylarla ilgim yoktur.’’ Dedi.

Taraf avukatları yeniden bilirkişi raporu alınarak, eksiklerin giderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut halinin devamına ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 5 kişiden oluşan yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verip, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.