Şubat 13, 2025

Merzifon Haber – Güncel & Doğru Haberler

Ekonomiden spora, teknolojiden magazin ve genel haberlere; Merzifon Haber ile gündemi yakalayın!

Medya Temsilcileri Kadına Şiddet Toplantısında

Meclis araştırma komisyonunda medya yöneticileri, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla ilgili sunum yaptı.

Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu toplantısında, bazı medya kuruluşlarının yöneticileri ve temsilcileri sunum yaptı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığındaki toplantıda, TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Ziyad Varol, Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı, Show TV Genel Müdürü Esra Baydar, TV 8 Genel Müdürü Aslı Çini Yaşaroğlu, ATV Genel Müdürü Hacı Ali Türkaslan, Star TV Televizyon Yayınları ve Programlarından Sorumlu Müdürü Şebnem Aksoy Açıkalın ve NOW Haber Ankara Temsilcisi Tülay Öçten sunumlarını gerçekleştirdi.

Sunumlar öncesi konuşan Hulki Cevizoğlu, dünkü komisyon toplantısını bazı milletvekillerinin terk ettiğini hatırlatarak, “Belli bir konuya katılmak katılmamak, toplantıya gelmek, gelmemek, gerekiyorsa toplantıdan ayrılmak da demokratik bir tavır ancak bir kadın konuşmacıya, üstelik de çağırdığımız çok sayıdaki benzer formatta program yapan kişiler arasından gelen tek kişi olan konuğumuza başka kadınların, kadın vekillerimizin sembolik şiddet uygulaması hoş olmadı. Burada biz konuşurken, Genel Kurulumuzda bir başka erkek milletvekilimiz ‘Efendim, falanca kişiden Komisyon ne öğrenecek’ dediği konuşması, bana göre çok basit, sığ bir konuşmaydı.” ifadelerini kullandı.

Sunum yapan konuğun “Kadınların da kadına şiddet yaptığı gerçeğini görelim.” şeklindeki ifadelerine bazı komisyon üyelerinin “Bu söylem çok cinsiyetçi bir söylemdir.” diyerek tepki gösterdiğini anımsatan Cevizoğlu, “Cinsiyetçi söylem kavramının o anlama gelmediğini akademik olarak da biliyoruz. Yapılan davranışla Sayın Zahide Yetiş’in söylediği olay kanıtlanmış oldu.” dedi.

Türkiye’nin toplumsal yapısında “gelin kaynana çekişmelerinin” herkesçe bilindiğine işaret eden Cevizoğlu, “Gelin kaynana kavgasında sembolik olarak da olsa, bazen fiziken oluyor, kadının kadına uyguladığı şiddeti görüyoruz. Biz, burada, erkekleri genelleyelim ve kolektif olarak erkekleri kötüleyelim peşinde değiliz. Ne erkek ne kadın ne çocuk ne herhangi bir canlı… Onlara kötü davrananları eleştiren, kınayan, bunların olmaması için önlemler düşünen bir komisyonuz, bizim görevimiz bununla sınırlı.” diye konuştu.

TRT personelinin yüzde 34’ü kadın

TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Ziyad Varol, yaptığı sunumda, kamu yayıncılığı sorumluluğuyla kadınların temsiliyetini artıracak yönde faaliyet sürdürdüklerini, kamera önünde ve arkasındaki faaliyet alanlarının tamamında kadın çalışanların varlığını önemsediklerini vurguladı.

“Şiddete sıfır tolerans” ilkesiyle kadına yönelik her türlü şiddeti önlemeye yönelik çalışmaların yanı sıra kadınların gücünü ortaya koyan içerikleri de ön plana çıkarma arzusunda olduklarını dile getiren Varol, TRT’nin kadın temalı programlarla toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadının toplumdaki yerini güçlü bir şekilde vurguladığını söyledi.

Televizyon, radyo ve dijital yayın kanallarındaki “kadın odağı” içeriklerine ilişkin örnekleri paylaşan Varol, Ocak 2025 itibarıyla TRT personel sayısının yüzde 34’ünün kadın çalışanlardan oluştuğunu, üst, orta ve alt düzey yönetimde yer alan kadın çalışanların oranının ise yüzde 21 olduğunu aktardı.

Şiddetin “öğrenilen bir şey” olduğunu ifade eden Varol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne izlediğimizin bizi dönüştürmesi açısından muhakkak bir etkisi olduğunu düşünüyorum ama bu konuda bir oran verilmesi tabii çok mümkün değil. Şiddetin öğrenilen bir şey olduğunu söyleyerek, ben sadece izlediği için insanların şiddet meyli olduğunu da söylemek istemem, bir etken olarak var olduğunu ifade etmek adına söylüyorum. Tabii ki insanlar şiddeti sadece televizyonda görerek şiddete meyletmiyorlar. Kötüyü göstererek, aslında iyiye sevk etmek ya da o kontrast dediğimiz aykırılığı ortaya sunmadan da bir dramatik yapı ortaya koymak her zaman çok mümkün değil. Yani iyinin var olabilmesi için bir kötüyle mücadele etmesi sorunsalı, en kaba tabirle ifade edebileceğim şey bu.”

“En başta siyaset sorumluluk almalı”

Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı da “toksik dil” kullandığı gerekçesiyle medyanın suçlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“En başta siyaset o kadar toksik bir dil kullanıyor ki. Şimdi, siyaset bu kadar toksik bir dil kullanırken, bu sokağa da yansıyor doğal olarak, herkes bunu kullanmaya başlıyor. Fakat herkes bunu kullanırken ‘Medyada neden toksik dil kullanıyorsun?’ diye bir eleştiri gelince, ben de bir medya yöneticisi olarak diyorum ki ‘Peki ama ne yapalım?’ Mesela, siyasetçilerin açıklamalarını vermeyelim mi? Oradan yayılan bir şeyi bizim düzeltme şansımız zaten yok, bir şekilde zaten ekrana getiriyoruz. Toksik dili önleyeceksek, bana göre, en başta siyasetin burada biraz daha sorumluluk alıp o dilden vazgeçmesi lazım.”

Toplumda ve siyasette, ana akım medyanın “kötülüklerin anası” olduğu yönünde “ön yargı” bulunduğunu belirten Yancı, “Ana medya, en hassas yayıncılığı yapan yer, kadına şiddet konusunda.” dedi.

Yancı, “sınırları, kuralları, çerçevesi belli olmayan yayın yapan” sosyal medya ve dijital yayıncıların bulunduğunu ancak “kurallar içerisinde” yayın yaparken haksız eleştirilere maruz kaldıklarını savundu.

“Hiçbir şey tek başına bunun sorumlusu olamaz”

Show Tv Genel Müdürü Esra Baydar da şiddet konusunda Türkiye’de medyanın etkili olduğunu söyledi.

Türkiye’de televizyon izleme süresinin dünya ülkeleri arasında çok üst sıralarda yer aldığına dikkati çekerek, “O yüzden ana akım medyanın ciddi bir etkileme durumu olduğunun farkındayım. Tamamen birebir bir şiddet tabii ki doğurmamakta ama var olan, toplumda altta yatan bir şiddet varsa, bunun dille körüklenebileceğine inanıyorum. Zaten hiçbir şey tek başına bunun sorumlusu olamaz, fakat önemli, etkin bir noktada olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Yayınladıkları dizilerde kadın hakları, kadınların temsiliyet gücü gibi konulara yer verdiklerini anlatan Baydar, Türkiye’de özellikle kadınların “tamamen odaklanmış bir vaziyette, sahnenin içine girerek ve her kelimeyi duyarak” dizi izleme davranışında bulunduğunu kaydetti.

TV 8 Genel Müdürü Aslı Çini Yaşaroğlu ise sadece medya kanallarıyla değil, bütün devlet kurumlarıyla ortak şekilde çalışılması gerektiğine işaret etti.

Çok uzun yıllardır medya sektöründe çalıştığını anlatan Yaşaroğlu, “Medya, kadınları biraz, ister istemez, dişilikten uzaklaştıran bir sektör, hem atmosferi hem yoğunluğu. O da aslında, kadınların işine de yarıyor, medyada çok fazla ayrışmaya sebebiyet vermiyor.” dedi.

Yayınları aracılığıyla kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkta “fark yaratma” gücüne sahip olduklarını belirten Yaşaroğlu, bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışarak, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusuna her zaman dikkat çekmeyi amaç edindiklerini söyledi.

“Yeni medya şiddetinden korunmalı”

ATV Genel Müdürü Hacı Ali Türkaslan ise dizilerin ailece, “çocuklarla rahatlıkla izlenebilecek içerikler sunuyor olmasının” dizilerin yurt dışında da büyük ses getirmesinin önemli sebeplerinden biri olduğunu ifade etti.

Yapılan işlerdeki hassasiyetlerine vurgu yapan Türkaslan, “Çocukların demagojik ve cinsel malzeme olarak kullanılmasına ve çocuklara karşı psikolojik şiddet yaratılmasına karşı önlemler alınmakta, bu tür içeriklere senaryo aşamasında müdahale edilmektedir. Kadına yönelik şiddet olaylarını haberleştirirken toplumsal algı oluşturmaya ve şiddetin cezasız kalmayacağı mesajını vermeye özen gösteriyoruz. Bu sayede, kadınların hak arayışlarını destekleyerek ve kamuoyunda daha fazla farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Yeni medyanın tehlikeli içerikler sunmayı kolay hale getirdiğine işaret eden Türkaslan, “Denetimsiz yeni medya araçları, sosyal medya ve dijital platformlar şiddeti yalnızca göstermiyor, aynı zamanda deneyimlenmesine de olanak sağlıyor. Bu, şiddetin normalleşmesine ve yayılmasına neden olabiliyor. Bu nedenle hem ebeveynlerin hem de devletin çocukları, gençleri ve kadınlarımızı yeni medya şiddetinden korumak için daha fazla sorumluluk taşıması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Star Tv Televizyon Yayınları ve Programlarından Sorumlu Müdürü Şebnem Aksoy Açıkalın da medyanın “yol kazaları sektörü” olduğunu, bu durumlarda aldıkları cezalarla “yüksek faturalar” ödediklerini söyledi.

Açıkalın’ın “Aslında kurumlar da bizi terbiye etmeye çalışıyor bu açıdan.” demesi üzerine Cevizoğlu “Bunlar size göre hak edilmemiş cezalar mı?” diye sordu. Açıkalın, “Estağfurullah, olur mu? Mesela ben kendi adıma söyleyeyim, bizim Star’da aldığımız dizilerle ilgili son iki ceza. Evet, alırdık yani. Yapabilecek bir şey yok.” yanıtını verdi.

NOW Haber Ankara Temsilcisi Tülay Öçten ise şiddet kapsamına giren bütün olaylara, olgulara “her türlü biçimiyle sıfır tolerans” ilkesiyle yaklaştıklarını vurguladı.

Kadınların şüpheli ölümü durumunda, yakınlarının da dahil olduğu toplumdaki adalet arayışlarına konu edilen haberler ürettiklerini belirten Öçten, koruma kararlarına rağmen işlenen cinayetler varsa, bunları gündeme getirdiklerini, cezasızlık algısını güçlendirecek uygulamaların da takipçisi olduklarını kaydetti.

mardin escort
bursa escort
adana escort
izmir escort
ekmel ekmel
Mecidiyeköy escort
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
haber
xxxxxxxxxxxx
deneme
deneme
xxxy