“`html

Getty Images
Türkiye İşçi Partisi, Suriye’deki güncel olaylarla ilgili 9 Mart’ta basın toplantısı düzenledi.
Suriye’nin kıyı kesiminde 6 Mart’tan bu yana süregeldiği belirtilen çatışmalar sonucu, çoğu sivil olmak üzere yüzlerce kişi hayatını kaybetti.
Alevilerin hedef alındığına dair söylentiler, hem yerel hem de uluslararası düzeyde ciddi endişe yarattı.
Türkiye’de birçok Alevi derneği, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi illerde eş zamanlı olarak Suriye’deki durumu protesto eden basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Sanatçılar, gazeteciler ve aktivistler de dahil olmak üzere yaklaşık 200 kişi, “Suriye’deki Alevi Kıyımını Durdurun!” konulu bir change.org kampanyası başlattı.
Imzacıların arasında yer alan Barış Atay, Suavi, Mert Fırat, İhsan Eliaçık, Cahit Berkay ve Tolga Sağ gibi isimler, “Tüm halkımızı, bu düşündürücü duruma karşı birleşmeye ve yetkilileri bu kıyımı durdurmaları için harekete geçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe‘ye konuşan Alevi liderleri, bölgeden gelen bilgilerle içinde bulundukları kaygıyı ve korkuyu dile getirdiler. Yaşananların, uluslararası medyada ortaya konulandan çok daha geniş bir yelpazeye yayıldığı düşünülüyor.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), çatışmalar sonucu 900’den fazla sivil dahil olmak üzere yaklaşık 1500 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Diğer bir kuruluş olan Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) ise ölü sayısını yaklaşık 500 olarak değerlendirdi.
BBC, bu çatışmalar sırasında ölenlerin sayısı ve infazların yeni hükümetle bağlantılı güçler tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda bağımsız bir doğrulama gerçekleştiremedi.
Şam yönetimi, 10 Mart’ta yaptığı duyuruda, 6 Mart’ta başlatılan “güvenlik operasyonları”nın tamamlandığını belirtti.
Suriye geçici yönetimi Devlet Başkanı Ahmet eş-Şera, 9 Mart’ta sivillerin ölümüyle ilgili sorumluluğu olan herkesin yargılanacağını açıkladı.
Tedirginliğimizin Sebebi Olayların Sıçraması
Türkiye’deki Alevi dernekleri, 9 Mart’ta İstanbul’daki Suriye Başkonsolosluğu önünde açıklama yapmak istediler ancak bu talepleri kabul edilmedi.
Şişli Kaymakamlığı, “Şehrimizin ve vatandaşlarımızın huzurunu bozmayı hedefleyen bu grupların izinsiz eylemlerine izin verilmeyecek” ifadeleriyle durumu açıkladı. Ayrıca 9-11 Mart tarihleri arasında “her türlü organizasyon, gösteri ve basın açıklamasının” yasaklandığını belirtti.
Bu yasaklama sonrasında gruplar, açıklamalarını Maçka Parkı’nda gerçekleştirdiler.
Türkiye Alevi Federasyonu Başkanı Zeynel Abidin Koç, BBC Türkçe‘ye verdiği demeçte, Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Türkiye’deki Suriyelilerin çeşitli noktalarda kutlamalar yaptığını belirterek yasaklama kararını eleştirdi.

Getty Images Alevi dernekleri 9 Mart’ta İstanbul Maçka Parkı’nda bir basın açıklaması yaptı.
Koç ayrıca, Türkiye’deki Alevilerin hedef alınmasından duydukları endişeyi şu şekilde ifade etti:
“Bizim en büyük kaygılarımızdan biri bu olayların ülkemize de sıçraması. Çünkü bu durum mezhepsel bir kıyımın işareti. Aile bireyleriniz burada öldürülürken buna sessiz kalamazsınız.”
Koç, Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki azınlıkların “soykırım” tehlikesi altında olduğunu da sözlerine ekledi.
Koç ayrıca, Türkiye’nin Suriye’deki süreçteki rolünü eleştirerek, “Ülkemizin iktidarı, bu Alevilerin yaşamı için yeterli adımlar atmamıştır” dedi.
Katliam Sadece Bir İfadedir
Alevi Kültür Dernekleri Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, BBC Türkçe‘ye yaptığı açıklamada, “Dünyanın gözü önünde soykırım gerçekleşiyor” dedi. Ekledi:
“Orada bu inancın temsilcisi olan her bireyin yok edilmesi söz konusu. Bu durumu katliam demek bile yetersiz kalıyor.”
Yılmaz, demokratik Alevi örgütleri olarak süreci “dehşet ve korku içinde” takip ettiklerini belirtti. Ayrıca, 13 Mart’ta Samandağ’da büyük bir miting düzenleyeceklerini duyurdu.

Getty Images Alevi dernekleri 9 Mart’ta İstanbul Maçka Parkı’nda Suriye’deki gelişmeleri kınayan bir basın açıklaması yaptı.
Hatay merkezli Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Genel Başkanı Ali Yeral, Türkiye ve Suriye’deki toplulukların güçlü aile bağlarıyla bir arada olduklarını ve dolayısıyla gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti:
“Gidişatın son derece kötü olduğunu duyuyoruz,” diyen Yeral, Tartus ve Lazkiye’de elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanamadığı bilgisini aldıklarını ifade etti.
Yeral, Alevilerin bu yaşanan istibdatlardan kaçmak için ormanlık alanlara ve dağlık bölgelere saklanmak zorunda kaldığını, hatta binlerce kişinin bölgedeki Rus askeri üssüne sığındığını aktardı.
Ayrıca, Aralık 2024’ten itibaren, binlerce Suriyeli Alevi’nin bölgeden kaçmak için kendilerine başvurduğunu söyleyen Yeral, bu taleplerin Türk yetkililere iletildiğini fakat henüz somut bir adım atılmadığını belirtti:
“Ne yazık ki, bir tek hastayı, yaralıyı ya da yaşlıları geçiremedik.” diye ekledi.
Hükümetin Müdahale Etmesi Zorunlu
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, yaşanan ölümlerle ilgili hem Türkiye’nin hem de uluslararası alanda sessiz kalınmasını ağır bir dille eleştirdi.
BBC Türkçe‘ye konuşan Aslan, bu durumu “soykırıma giden bir süreç” olarak tanımladı ve Alevilerin hedef alındığına dikkat çekti:
“Baas rejimi, Alevileri hedef alarak tüm sorumluluklarını bahane ediyor; bu durum insani ve vicdani açıdan kabul edilemez.” diye ekledi.

AFP Lazkiye’de Şam yönetimine bağlı askerler, 9 Mart
Aslan, bölgeden gelen kaynakların, ölü sayısının SOHR ve SNHR’nin belirttiğinden daha yüksek olduğunu ifade etti.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı, Türkiye’nin mevcut Devlet Başkanı Ahmet eş-Şera ile ilişkilere dikkat çekerek, “Türkiye zaman kaybetmeden HTŞ’ye müdahale etmeli” sözlerini kullandı:
“Eğer aranızda bir iletişim bağı varsa, Suriye’de barış için gerekli adımı atmalısınız. Hükümetin bu duruma müdahale etmesi elzem.” diye ekledi.

BBC
İktidardan Provokasyon Uyarısı
İstanbul’dan gelen açıklamalara göre, Suriye’dek i çatışmalar detaylı bir şekilde takip ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrasında, “Alevi toplumunu kışkırtarak iç huzuru bozmayı amaçlayan bir sabotaj söz konusu” değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 9 Mart’ta sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda “olayların herhangi bir mezhebe mal edilmesinin” doğru olmadığını vurguladı ve Türkiye’nin Şam’daki yeni hükümetin tüm eylemlerini destekleme kararlılığında olduğunu belirtti.
Bakan Fidan, ayrıca Suriye’de yürütülen siyasetin “son günlerde bir provokasyonla bozulmaya çalışıldığını” ifade ederek ülkedeki azınlık gruplarını bu provokasyondan uzak durmaları konusunda uyardı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik de 9 Mart’taki açıklamasında, “Bu durumu bir Nusayri isyanı olarak tanımlamak yanlıştır” dedi ve “tüm grupların terörle yan yana anılmaması gerektiğini” ifade etti. Türkiye’nin bölgedeki gruplara kardeşlik ve dayanışma politikasıyla yaklaştığını vurguladı.
“`
More Stories
Son dakika… Deniz Baykal’a kaset kumpasında FETÖ’cü eski emniyet amiri yakalandı
Park halindeki araç alev alev yandı
Lazkiye, Tartus ve Humus’ta olaylı gece: 11 Suriye askeri öldü, Esad’ın generali yakalandı